by_babaiban Admin
Mesaj Sayısı : 119 Yaş : 32 Nerden : YİTİK BİR KALPTEN Kayıt tarihi : 29/09/08
| Konu: Bir Ben Mi Ağır Geldim Sana!!! Ptsi Ekim 20, 2008 12:07 am | |
| Bir beni sevmek mi zor geldi sana;
Sen ki, kaç yangından çıkmış yaralı bir yürek, ne acılar görmüş gözlerin kaç kere ağlamış sebepsiz kuytularda bir bana ağlamak mı zor geldi sana. İsyanlar ki ; yüreğinin kişiliği asi senin bir benim için mi karşı çıkamadın hayata. Korkmazdın hiç bir şeyden korkaklığı kendine yakıştırmazdın da bir beni sevmekten mi korktu yüreğin. Neydi beni sende sevilmez yapan. Seni koşulsuz sevişim mi, utanmadan saklamadan gözlerine baka baka seni seviyorum diyebilmem mi? Vazgeçemediğim için mi senden bu olmayışlar hiçe sayışlar. “Nasıl olsa” mı benli cümlelerinin başı hep. Sensiz olamadığımı bilmen mi benden kaçışın hep yanında olduğumu bilmen mi. Neden bu gidişin benden ben hep beklediğim için mi? Bir anlamı varmı beni sevmeyişinin. Ellere gitmek isteyişin neden?Neden benden kaçışın bir ben mi ağır geldim sana. Bir benim sevgimi taşımak mı zor geldi sana. Ben’li çilelerin, ben’li pişmanlıkların bitti artık. Dilediğince özgürsün artık. Mavi gökyüzünün altında istediğin düş ülkelerine kanatlanabilir yüreğin…Dilediğin mevsimlerde delice ıslanabilir gözlerin…Bana çıkan tüm yolları adres defterlerinden sil artık..Adımın üzerini kalın harflerle işaretleyip kaldır beni hatıralarının en tozlu raflarına…Bana dair tek bir satır kalmasın , tek bir cümle olmasın dudaklarında..Madem sana acı çektiriyorum, madem ben sende pişmanlığı anımsatıyorum bırak bitsin bu çile..Ben sana acı çektirmek gelmemiştim..Ağır yaralı yüreğine umut diye girmiştim oysa..Şimdi sende “ kanayan pişmanlık “ olmuşken unut beni…Hiç yaşanmamış say yaşananları.. Ben’li hatıraların üzerine karanlığı ört ve kapat tüm perdelerini…..Bana kattıklarını, bana bıraktıklarını topla yüreğimden…Sözlerini, yeminlerini sök dudaklarımdan…Ama bir şeye dokunma ne olur…Seni “ sen “ diye seven yüreğime dokunma…Dokunma, acıtır yalnızlığım yüreğini..Dokunma, kanatır diz boyu karanlığım o ince dudaklarını….Hayatımda yenilmeye alışmışken senin yenilgine de alışırım ben…Ben nice yürekte canlı canlı gömüldüm senin zaferlerine de alışırım sevgili….Bırak dokunma kanayan yaralarıma..Cennet kokulu tenini sıçramasın kirli yüzümden akan yalnızlıklarım…Daha fazla acıtmasın pişmanlıklarda avutulmuş hatıralarım….Topla cümlelerini dudaklarımdan…Her şey bitti artık…Ve her şey bitmişken, sana git demeyeceğim….Gitsen de tek bir kelime bile etmeyeceğim..Susmalıyım. Susuyorum…En derininden, en acısından suskunluğumda saklı cevaplarım sevgili… Belki de tüm cevaplarım soruların da saklı….
Ben en çok seni sevmiştim sevgili..…En çok seni…Yaralı yüreğimle gelmiştim sana…Acılarımla, yarımlığımla konuk olmuştum sana…Gözyaşlarında yıkamıştım ayrılıklarda tozlu yüzümü…Gülüşlerinde ısıtmıştım ayazda kalmış fakir gülüşümü…En çok seni sevmiştim ben..Acılarımız, yenilgilerimi ortaktı oysa.. Birbirimize en yakın halimizdi yaralı geçmişlerimiz..İpotekli yarınlarımıza aldırmadan sevmiştik birbirimizi..Delice ve bir o kadar duygu yüklü..Ama olmadı…Sözcüklerin içine sakladığın vedaları aldım bir gece…Gitmemi istedin..Git diyemediğin halde…Susmaların, bakışların, hüzün yüklü yarınların bana gitmemi söylüyordu….Artık tüm zaferler senindir sevgili..Tüm mutluluklar da ….Bana kalan acıları, bana bırakılan yenilgileri– sevgin için bedenimi yüreğimi semer bileceğim – sırtıma yüklenip gidiyorum…Kapıyı aralamana gerek yok sevgili..Sana geldiğim yollardan gitmeyi de bilirim ben….Gerek yok “ en iyisine sen layıksın “ sözleriyle avutulmuş devrik cümlelere…Ben iyi bilirim tozlu yolları….Gidiyorum, tüm zaferlerin başkumandanı olarak ayrılığın ganimeti olarak tüm hatıraları yakabilirsin..Ben’li tüm yaşananları da unutabilirsin…Artık söze gerek yok…Gitmeliydim ama bu kadar erken değildi..Gidiyorum bir bedende “ yüreksiz “ yaşamayı öğrenmeye gidiyorum..Gidiyorum öznesi çalınmış cümlelerde sana “ susmaya “ gidiyorum….Biliyorum sen bensiz de yaşabilecek kadar güçlüsün..Hayata kaldığın yerden devam edeceksin…Noktasız, virgülsüz…Oysa ben..Oysa ben yaşadıkça hep bir eksik vereceğim sabah ictimalarında..Hep bir sen eksik olacak nefes almalarım..Artık öznesiz paragrafların içinde yarım cümlelik olarak adam sayılacağım…Artık ben “ sensiz “ varolacağım….
Topla cümlelerini dudaklarımdan..Bana vaat edilmemiş yarınlarımı da yanına al…Bir de benimle yaşadığın mutlulukları. Bir de sana yazdıklarımı.Kötü bir gününde gözyaşlarını kurulamak için kuru bir peçete niyetine kullanırsın senli satırlarımı…Unutmadan bir teşekkür borçluyum sana; kısa bir süreliğine de olsa yarımlığımı, yalnızlığımı unutturduğun için…Ve de yaşattığın tüm mutlulukların için….Teşekkürler sevgilim….Giderken sakın ardına bakma…Gözlerin pişmanlıklarında, günahlarında kalmasın…Sana paylaştırılmış her acına ben yüreği kefil gösterdim..Sen yüzünü aydınlığa çevir sadece..İnan bana bensiz hayatta seni hep mutluluklar bekliyor olacak...Çünkü sensiz bir yerde yaşarken bile her nefesimde bin dua saklı olacak sana…
Artık mutluluğa kanatlanma zamanın geldi sevgili… Bensiz olsan da; Her güneş, gözlerine doğmaya, Her rüzgar, saçlarında dolaşmaya gelecek… Hadi git…. Varlığımda acı çekmektense, Yokluğumda mutlu ol…. Çünkü; mutluluklar en çok sana yakışıyor sevgili…
“Topla cümlelerini dudaklarımdan… Her şey bitti artık… Maviler kadar özgürsün artık… Dilediğince uçabilirsin…. Yolların hep Cennete çıksın sevgili….”
Bensiz hayatında mutluluklar dilerim… Hoşcakal hüznüm/ hoşcakal yüreğimi adadığım ömrüm….. | |
|